21 Ağustos 2015 Cuma

Deepika'nın Depresyon Mektubu


Deepika 22 Mart'ta bir yazı yayımlamış ve depresyona girdiğinden bahsetmişti. İşte o yazıda anlattıkları;
"2014'ün başlarında, yaptığım işler takdir edilirken, bir sabah uyandığımda farklı hissediyordum. Bir gün önce, yorgunluktan dolayı baygınlık geçirmiştim; alabildiğine yokuşa gidiyordum. Midemde garip bir boşluk hissettim.

Stres yaptığımı düşündüm, işime odaklanarak dikkatimi dağıtmaya çalıştım, etrafımı insanlarla doldurdum bunun bir süre faydası oldu. Ama kusur bulma duygusu kaybolmadı. Nefesim sığlaştı, konsantrasyon eksikliğinden muzdariptim ve sık sık morelim bozuluyordu/üzülüyordum. 

Belirli bir süre içinde daha da kötüleşti. Ailem ziyarete geldiğinde cesur görünmeye çalışıyordum çünkü onlar yalnız yaşadığım ve uzun saatler çalıştığım için endişeleniyorlardı.

Sonra, bir kere annemle konuşurken dağıldım. Annem problemi fark etti ve problemin köküne inmek için psikolog arkadaşı Anna Chandy'i ile iletişime geçti.

Her sabah uyanmak Happy New Year'ı çekmek bir mücadeleydi. Sonunda Anna Teyze ile konuştum. Mumbai'den Bengaluru'ya geldi ve ona içimi döktüm. O bende anksiyete ve depresyon olduğu sonucuna vardı.

İlaç kullanmamı önerdiğinde, direndim. İçimi dökmenin yeterli olacağını düşündüm. Daha sonra, ikinci bir görüş için Bengaluru'dan başka psikolog olan Dr. Shyam Bhatt ile bir araya geldim.

İyi hissettiğim günler oluyordu ama aynı gün içerisinde duygularım bir hız trenine dönüşüyordu. Sonunda, durumumu kabul ettim. Psikolojik danışmanın sadece bir ölçüde yardımı oldu. İlaç kullandım ve şimdi çok daha iyi hissediyorum.

HNY çekimlerinin büyük kısmı bu aşamada yapıldı. Ama Shoojit Sircar'la olan yeni filmime (Piku) başlamadan önce zihinsel ve fiziksel olarak iyileşmek için bir-iki aylığına mola verdim. Ailemle Bengaluru'da vakit geçirdim ve kısa sürede daha iyi oldum. Ama Mumbai'ye döndüğümde bir arkadaşımın anksiyete ve depresyon yüzünden intihar ettiğini duydum. Bu çok büyük bir darbe oldu. 

Kişisel deneyimimin yanı sıra arkadaşımın ölümü, genellikle konuşulmayan bu konuyu ele almam için beni teşvik etti. Depresyon hakkında konuşmaya bağlı bir utanç ve leke hissi var. Aslında, her dört kişiden biri anksiyete ve depresyondan muzdarip.

Dünya Sağlık Örgütü, depresyonun önümüzdeki birkaç yıl içinde en yaygın salgın hastalık olacağını belirtti. Her türlü rahatsızlık hakkında konuşuyoruz ama muhtemelen depresyon en ölümcül ruhsal bozukluklardan biri. Yaşam da dahil olmak üzere hiçbir şey, depresyondan muzdarip olan insanlara anlam ifade etmiyor. Depresyonun üstesinden gelmek beni daha güçlü bir insan yaptı ve şimdi hayatıma daha çok değer veriyorum. Depresyonu kabul edip onun hakkında konuşmak beni kurtardı. İlaç kullanmayı bıraktım ve umarım benim durumum insanlara ulaşıp onlara yardımcı olur. 

Bence o dönemlerde hasta tavsiye istemiyor konuşmak istiyor. Ama, iyi sempatizanların 'Merak etme, her şey düzelecek,' demesi zararlı olabilir.

Üzgün olmak ve depresyonda olmak iki farklı şey. Depresyonda olan insanlar üzgün görünmüyor ya da üzgün olan insanlar depresyonda olmuyor. En çok rastladığım tepki 'Nasıl depresyonda olabilirsin? Her şeyin var. Bir numaralı aktrissin, lüks evin, araban, filmlerin var... Başka ne istiyorsun?' Bu sahip olduğun şeylerle ilgili değil. İnsanlar fiziksel sağlık hakkında konuşuyor, ancak ruh sağlığı da eşit derecede önemli. İnsanların depresyondan muzdarip olduğunu ve ailelerinin bundan utandığını görüyorum ki bunun bir yardımı olmaz. Depresyondaki kişinin desteğe ve anlayışa ihtiyaçı vardır.

Şimdi anksiyete ve depresyon konusunda farkındalık yaratmak ve insanlara yardımcı için bir girişim üzerinde çalışıyorum. Ekibim bir plan formüle etmek için benimle çalışıyor, yakında açıklayacağız."

ÇEVİRİ: KOFFEEQUEEN

*Çevirinin kullanılması YASAKTIR. Lütfen emeğe saygı gösterin*


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder