13 Aralık 2015 Pazar

[13.12.2015] Deepika Coca Cola Söyleşisi.


Deepika mutlu bir ev sahibimi yoksa mutlu bir misafir mi?
 
Ah! Ben %100 mutlu bir ev sahibiyim; Arkadaşlarımın ziyarete gelmesini seviyorum  ve  serinletici Coca Cola ile çene çalarken iyi vakit geçiriyoruz.

Misafir ağırladığında sorduğun ilk şey nedir? 
 
Şey, ilk olarak bir bardak su ile birlikte atıştırmalık şeyler ve 'Thanda' gibi bir şeyler sunuyorum!

Konuşkan misafirlerin çeşitli tipleri var, çok resmi, biraz sıkıcı,sevgi dolu eğlenceli vb.. Bize favori misafir tipini ve nedenini söyle? 
 
Ben yemekçiyim ve bana göre yemek sever misafirler en iyisi. Yemekle denemeler yapmayı seviyorum ve benim kadar yemek seven birine sahip olmaktan daha iyisi olamaz.

 Bize en özel Diwali anlarını anlat? 
 
Oh! Ne zaman Bangalore'da ailemle birlikte olursam.O tüm anlar çok özel. Çocukluğumdan beri Diwali her zaman favorimdi. Bir sürü şeker ve krakerle tüm aile gelirdi ve bütün kuzenlerimle zaman geçirmek çok eğlenceliydi.

Fanların, Deepika'nın festivallerde yapmayı sevdiği birşeyi öğrenmekten mutluluk duyar. 
 
Evi temizlemeyi seviyorum, mumlarla aydınlatmayı, diyas, festival ışıklarını ve bir sürü şekerle şımartılmayı ve akşam yemeği için insanları ağırlamayı. Ama festival sonrası,spor salonuna koşup kalorilerimi yaktığıma emin oluyorum.


türkçe çeviri bize aittir,başka yerde kullanmayın.

13 Eylül 2015 Pazar

Deepika,Ranbir'in kariyerinimi kurtaracak?



-Ranbir'in kariyerini kurtarmaya mı çalışıyorsun?
Herkesin kariyerinde iniş ve çıkışlar olur. Kimsenin kariyerini kurtarmaya çalışmıyorum. Tamasha; Ranbir'in, Imtiaz'ın ve benim ve hepimiz sorumluluğu üstümüze alıyoruz.
Bugün yapılan Axis Bank etkinliğinden.

.


"Babam her zaman başarılı olmak için, kendini adaman ve disiplinli olman gerektiğini söyler. Ve ben hep bir kıstas olarak onun sözlerini kullandım."

Deepika ve babası Prakash Padukone bugün yapılan etkinliğe beraber katıldı.

21 Ağustos 2015 Cuma

Deepika'nın Depresyon Mektubu


Deepika 22 Mart'ta bir yazı yayımlamış ve depresyona girdiğinden bahsetmişti. İşte o yazıda anlattıkları;
"2014'ün başlarında, yaptığım işler takdir edilirken, bir sabah uyandığımda farklı hissediyordum. Bir gün önce, yorgunluktan dolayı baygınlık geçirmiştim; alabildiğine yokuşa gidiyordum. Midemde garip bir boşluk hissettim.

Stres yaptığımı düşündüm, işime odaklanarak dikkatimi dağıtmaya çalıştım, etrafımı insanlarla doldurdum bunun bir süre faydası oldu. Ama kusur bulma duygusu kaybolmadı. Nefesim sığlaştı, konsantrasyon eksikliğinden muzdariptim ve sık sık morelim bozuluyordu/üzülüyordum. 

Belirli bir süre içinde daha da kötüleşti. Ailem ziyarete geldiğinde cesur görünmeye çalışıyordum çünkü onlar yalnız yaşadığım ve uzun saatler çalıştığım için endişeleniyorlardı.

Sonra, bir kere annemle konuşurken dağıldım. Annem problemi fark etti ve problemin köküne inmek için psikolog arkadaşı Anna Chandy'i ile iletişime geçti.

Her sabah uyanmak Happy New Year'ı çekmek bir mücadeleydi. Sonunda Anna Teyze ile konuştum. Mumbai'den Bengaluru'ya geldi ve ona içimi döktüm. O bende anksiyete ve depresyon olduğu sonucuna vardı.

İlaç kullanmamı önerdiğinde, direndim. İçimi dökmenin yeterli olacağını düşündüm. Daha sonra, ikinci bir görüş için Bengaluru'dan başka psikolog olan Dr. Shyam Bhatt ile bir araya geldim.

İyi hissettiğim günler oluyordu ama aynı gün içerisinde duygularım bir hız trenine dönüşüyordu. Sonunda, durumumu kabul ettim. Psikolojik danışmanın sadece bir ölçüde yardımı oldu. İlaç kullandım ve şimdi çok daha iyi hissediyorum.

HNY çekimlerinin büyük kısmı bu aşamada yapıldı. Ama Shoojit Sircar'la olan yeni filmime (Piku) başlamadan önce zihinsel ve fiziksel olarak iyileşmek için bir-iki aylığına mola verdim. Ailemle Bengaluru'da vakit geçirdim ve kısa sürede daha iyi oldum. Ama Mumbai'ye döndüğümde bir arkadaşımın anksiyete ve depresyon yüzünden intihar ettiğini duydum. Bu çok büyük bir darbe oldu. 

Kişisel deneyimimin yanı sıra arkadaşımın ölümü, genellikle konuşulmayan bu konuyu ele almam için beni teşvik etti. Depresyon hakkında konuşmaya bağlı bir utanç ve leke hissi var. Aslında, her dört kişiden biri anksiyete ve depresyondan muzdarip.

Dünya Sağlık Örgütü, depresyonun önümüzdeki birkaç yıl içinde en yaygın salgın hastalık olacağını belirtti. Her türlü rahatsızlık hakkında konuşuyoruz ama muhtemelen depresyon en ölümcül ruhsal bozukluklardan biri. Yaşam da dahil olmak üzere hiçbir şey, depresyondan muzdarip olan insanlara anlam ifade etmiyor. Depresyonun üstesinden gelmek beni daha güçlü bir insan yaptı ve şimdi hayatıma daha çok değer veriyorum. Depresyonu kabul edip onun hakkında konuşmak beni kurtardı. İlaç kullanmayı bıraktım ve umarım benim durumum insanlara ulaşıp onlara yardımcı olur. 

Bence o dönemlerde hasta tavsiye istemiyor konuşmak istiyor. Ama, iyi sempatizanların 'Merak etme, her şey düzelecek,' demesi zararlı olabilir.

Üzgün olmak ve depresyonda olmak iki farklı şey. Depresyonda olan insanlar üzgün görünmüyor ya da üzgün olan insanlar depresyonda olmuyor. En çok rastladığım tepki 'Nasıl depresyonda olabilirsin? Her şeyin var. Bir numaralı aktrissin, lüks evin, araban, filmlerin var... Başka ne istiyorsun?' Bu sahip olduğun şeylerle ilgili değil. İnsanlar fiziksel sağlık hakkında konuşuyor, ancak ruh sağlığı da eşit derecede önemli. İnsanların depresyondan muzdarip olduğunu ve ailelerinin bundan utandığını görüyorum ki bunun bir yardımı olmaz. Depresyondaki kişinin desteğe ve anlayışa ihtiyaçı vardır.

Şimdi anksiyete ve depresyon konusunda farkındalık yaratmak ve insanlara yardımcı için bir girişim üzerinde çalışıyorum. Ekibim bir plan formüle etmek için benimle çalışıyor, yakında açıklayacağız."

ÇEVİRİ: KOFFEEQUEEN

*Çevirinin kullanılması YASAKTIR. Lütfen emeğe saygı gösterin*


20 Ağustos 2015 Perşembe

''Babam Bana Gösterişsiz Olmayı Öğretti''


Deepika Padukone inkar edilemez ki Bollywood dünyasındaki en başarılı aktrist.Ve amacında etrafını onca çevreleyen şeylere karşı gösterişsizliğini  babası Prakash Padukone'dan alıyor.

Deepika :

'' Öğrendiğim tüm gösterişsiz olma durumunu babamdan görerek öğrendim,kendi hakkıyla yıldız olmayı böyle birşeyi bırakmamayı.Gerçek ''ben'' bu.Bir ünlü evinde yaygara ve ihtişam olmadan büyümek bana işimi ve kendimi emniyete almayı öğretti.

Ondan almam gereken tek bir şey olsaydı,bu insanlara karşı sabırlı ve sakin olması olurdu.Bazı şeyler beni bıktırıyor ve bazen babam kadar sakin kalamıyorum. ''

dedi.